Trakya Beyin Platformu

farkındalık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
farkındalık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ekim 2011 Cumartesi

BENZERSİZİ İSTEMEK

Tüm yüklerinden kurtulmuş ve tüy kadar hafif hissetmek.
    Kafanızın içinde sürekli sizi uğraştıran, hem dikkatinizi hem yaşam enerjinizi tüketen bütün sıkıntılı, acılı, kızgınlık veren, sevindiren, sevimli ve tatlı tüm anlardan, hayallerden, düşüncelerden, planlardan tamamen kurtulmuş, temiz, saf, bomboş ama huzurlu bir zihne sahip olmak.
    İçinde hiç durmayan, tarifi ve benzeri olmayan bir sevinç ve coşku içinde olmak.
    Çok hareketli olsa da olmasa da her anı benzersiz, taptaze, yepyeni bir yaşam.
    Hiçbir şeyden korkmamak ama bir o kadar şefkatli olmak.
    Kendini bir sevgilinin kucağından daha sıcak, daha huzurlu hissetmek.
    Rüzgârın, çiçeklerin, ağaçların, taşın, toprağın kelimeler olmadan sizle konuşması, onların size bir başka güzel ve canlı görünmesi.
    Vücudunuzun görüntüsünün, esintisinin, kokusunun bambaşka ve güzel olması.
    Her anınızın benzersiz ve doyumsuz olması.
    Problem değil güzellik ve saflık üreten biri olmak ve problemlerini çözmede tüm insanlara kesinlikle yardımcı olabileceğini bilmek.
    Birinin sevgisine veya bir sevgiliye artık hiç muhtaç olmamak ama tümüyle sevgi dolu olmak.
    Yaşamınızın tadına doyulmaz tatlı bir mâcera hâline gelmesi, sonsuz bir renkliliğe kavuşması.
    Her yaptığının iyi ve doğru olduğundan emin olmak.
    Kim olduğunuzdan şüphe etmeden yaşamak.
    Her şeyin kalbi olmak ama her şeyden bağımsız olduğunu da bilmek.
    İnsanların sizi gördüklerinde gülümsemesi, varlığınızın onlara güzelliği, huzuru ve güveni hissettirmesi.
    Hiçbir şey istemediğiniz halde her şeye sâhip olduğunuzu bilmek.
    Artık mükemmelliği yaşıyor olmak.
    Bunları istiyor musunuz?
    İstiyorsanız, bu ancak kendinizi doğru tanıyarak olur.
    Nasıl mı?
    Bunu kendinize sorun.
    Soruyu tüm samimiyetinizle sorduysanız bilin ki cevabı hemen yola çıktı.
    Size geliyor.
           
DEVAMINI OKU..

28 Ekim 2011 Cuma

BİRLİKTE BAKMAK

     Bir kavgaya bakarken bir başkasıyla aynı şeyleri mi görürüz? Aynı şeyleri mi hissederiz?
    Aynı şekilde uçan bir kuşa, yerdeki böceğe, televizyonda görüp duyduğumuz şeylere, gökkuşağına, acı çeken bir insana, sevinçlere, umuda, yalnızlığa... Ve geri kalan her şeye.
    Bir insanın yaşadığı herhangi bir şeye bakışı ile bir başkasının aynı şeye bakışı arasında sayısız farklar var. Hatta iki insanın bir şeye bakarken görüp hissettikleri, birbirinin tam zıddı bile olabiliyor. Farklı şeyler ya da zıt şeyler görmek, aile üyeleri arasında var, aynı okuldaki öğretmenler arasında var, aynı derneğin üyeleri arasında var, aynı partideki politikacılar arasında var.
    Kimi aydınlar başta olmak üzere birçok insan,farklı bakışların, farklı görüşlerin gâyet normal olduğunu söylüyor. Onlar farklı bakış ve görüşlerin özgürce söylenmesinin ve yazılmasının desteklenmesini ilericilik ve demokratlık olarak görüyor. Ve iyinin ve güzelin ancak böyle bulunabileceğini savunuyor. Buna rağmen bu kişilerden bırakın işyerini, şehrini, ülkesini, hangisinin ailesinde tam bir uyum, güzellik ve barış var?
    İnsanlar arasında tek ve ortak bir bakış olmadıkça ailelerinde, işyerlerinde, ülkelerinde gizli ve açık gerginlikler, çatışmalar, kavgalar, savaşlar kaçınılmazdır.
    Peki bu nasıl böyle oluyor?
    Gerçek benin doğasında kendini her yere yayma ve her şeye hâkim kılma otomatizması var. Kişiliklerimiz ise farklı farklı. Ben, kendini kişilik olarak kabul etmiş. Böylece ben, her şeyi kişiliğin penceresinden görmeye ve hissetmeye başladı. Bende bulunan her şeyde hâkimiyet kurma otomatizması, ben olarak kabul ettiğiniz kişiliği ve o kişiliğin farklı ihtiyaç ve hissedişlerini sürekli destekler, dallanıp budaklandırır. Bu da farklılıkların artmasına ve keskinleşmesine, karmaşanın da doğup sürekli büyümesine yol açar. Sonuçta kişiler arasındaki gerginlik ve çatışmaların ortaya çıkması kaçınılmazdır.
    İnsanoğlu şunun fakına varamadı: Ben birdir ve herkeste aynıdır. O, tamamen şekilsizdir. Bu yüzden bir kişilik değildir. Ben, tam özgürlüğün kendisidir. O, aynı zamanda tam özgür bakışın da kendisidir. Tam özgür bakış tam tarafsızdır ve saf gerçeği olduğu gibi görür. Bu bakışta şaşmazlık, adalet ve kesin bir şüphesizlik bulunur. İşte birlikte bakış budur. Yâni birlikte bakış, "kişiliğimiz dâhil her şeyden tamamen bağımsız kalmak" demektir. Bunun nasılı yoktur. Bir eğitime de ihtiyacınız yok. Bu yeteneğe zâten sahipsiniz. Bu yüzden "Ben bunu yapamam" düşüncesine kapılmayın. Sâdece söylendiği gibi tam özgür kalın. Yâni herşeyi tamamen kendi hâline bırakın. Kendinizi ve kendiniz dışındaki herşeyi sâdece seyredin. Deneyin. Tekrar tekrar deneyin. Mutlaka işleyecektir. Ve herkesin bunu yapması bakışta birliğin sağlanması demektir. Birlikte bakış, aynı şeyi görmemizi ve aynı şeyi hissetmemizi sağlar, Ve bu da iyiliğin, güzelliğin ve barışın egemenliğini getirir.
                                                                                                         
      
DEVAMINI OKU..