“Göklerdeki yıldızlı kubbe, kozmik yansımanın kapağı açık bir kitabıdır. Buraya, mitolojemler, yani arketipler yansır. Burada, kollektif bilinçsizliğin psikolojisinin iki temel etmeni, astroloji ve simya, elele tutuşurlar. ”- C.G. Jung
• Hepimiz belli bir zamanda, belli bir yerde doğarız ve yıllanmış
şaraplar gibi, doğduğumuz yıl ve mevsimin niteliklerini taşırız.
Astroloji, bundan ötesine karışmaz veya etki alanının daha geniş
olduğunu iddia etmez. - C.G.Jung
• Astroloji de, I Ching, jeomansi veya benzeri sezgisel bilgi alma
metotlarından biridir. Eşzamanlılık, yani anlamlı tesadüf ilkesinin
üzerine kuruludur (…) Astroloji, kişinin huy ve davranışlarının
tanrılarla simgelendiği ve gezegenler ile Zodyak burçları yoluyla
açıklandığı basit bir psikoloji yansımasıdır. - C.G. Jung
• Göklerdeki yıldızlı kubbe, kozmik yansımanın kapağı açık bir
kitabıdır. Buraya, mitolojemler, yani arketipler yansır. Burada,
kollektif bilinçsizliğin psikolojisinin iki temel etmeni, astroloji ve
simya, elele tutuşurlar. - C.G. Jung
• Astroloji, psikolog için önemlidir çünkü içinde, yansıtıldığını
söylediğimiz bir çeşit psikolojik deneyim barındırır. Bundan kastım,
psikolojik gerçekleri, burçlar içerisinde bulmakta olduğumuzdur. Bu, ilk
başta, psikolojik faktörlerin yıldızlardan kaynaklandığı intibasını
doğuruyorsa da, asıl olan, bu faktörler ile yıldızlar arasında bir
eşzamanlılık olduğudur. Bunun, insan zihniyle ilgili çalışmalara ışık
tutan önemli bir gerçek olduğuna inanıyorum (...) - C.G. Jung, Prof.
B.V. Raman’a yazdığı 1947 tarihli mektubundan.
• Kişilik, potansiyel olarak kaldığı sürece transandant [bilinç
sınırlarını aşan, deneyüstü] olarak tanımlanır. Bilinçsiz olarak kaldığı
sürece de, kendi yansımalarını taşıyan şeylerden ayırt edilemez halde
bulunmaya devam eder (...) [Kişiliğin kendi yansımalarından kasıt,] dış
dünyanın ve kozmosun sembolleridir. Bunlar, kişinin karakterinin
Astrolojik bileşenleri yoluyla, insanın makrokozmos olarak
algılanmasının psikolojik temelini oluştururlar. - C.G. Jung
• Teosofi, Astrologları oldukça etkilemiştir. “Oldukça basit, bu sadece
titreşim!” derler (...) Ancak; titreşim nedir? Işık enerjisi, belki de
elektrik olduğunu iddia ederlerse, yeterince bilgili değiller demektir.
Bizi etkileyen titreşim(ler), hiçbir zaman görülememiştir, işte bu
sebepten de sadece bir kelime olarak kalmaktadır. C. G. Jung, 1929
• Modern bilim, Astroloji ile başlar. Eskiden, insanın psikolojik
motivasyonlara göre hareket ettiğini değil, yıldızlarının kendisini
yönlendiriğini söylerlerdi (...) İlginç olan, astrolojik ve psikolojik
gerçeklerin arasında merak uyandıran bir bağ bulunması ve kişinin de,
belli bir zamanın karakteristik özelliklerini çıkarım yoluyla
bulabilmesidir. Bu durumda, psikolojik motivasyonların, bir şekilde
yıldız konumlanmalarıyla bağlantılı olduğu kabul etmek zorundayız. Bunu
bir anda açık biçimde göstermek ve insanların gözlemlemesini sağlamak
mümkün olmadığından, alışılmamış bir hipotez oluşturmamaız gerekir. Bu
hipotez, psişemizin dinamiklerinin yıldızların konumlanmalarıyla veya
titreşimlerle alakalı olmadığını öne sürer. Burada önemli olan, zaman
fenomenidir (...) Yıldızlar, insanlar tarafından, sadece zamanın
işaretleri olarak kullanılmaktadırlar. - C.G. Jung, 1929
• Kollektif bilinçsizlik (...) mitolojik motifler ve ezelde var olan
imajlardan oluşur. Bu nedenle de, tüm ulusların mitleri, kollektif
bilinçsizliğin yanında yer alırlar. Aslında, mitolojinin tümü, kollektif
bilinçsizliğin bir yansıması olarak görülebilir. Bunu en rahat şekilde,
gökyüzündeki takımyıldızlara bakıp, aslında karmakarışık olan bu
grupların bazı görsel imajların yansıtılması yoluyla organize edildiği
gerçeğini dikkate alınca görürüz. Bu, Astrologların bahsettiği
“yıldızların etkisi” kavramını açıklamaktadır. Bu etkiler
bilinçaltından, yani kollektif bilinçsizliğin içgözleme dayalı
algılayışından başka birşey değildir. - C.G. Jung
• Eşzamanlılık, nedenselliği, dünya üzerinde olan olaylar ile
Astrolojik burçların benzetilmesi yoluyla ele almaz (...) Astroloji’nin
ortaya çıkarttıkları, birbirine paralellik gösteren gökyüzü yerleşimleri
ve olaylardır ama bunlar, birbirlerinin nedeni ya da sonucu değillerdir
(Örneğin, belli bir burç, bir dönemde büyük bir felakete işaret
ederken, başka bir zamanda zihinsel dengenin bzoulmasını gösterebilir).
(...) Durum ne olursa olsun, Astroloji, tüm sezgisel metotların arasında
benzersiz, özel bir yere sahiptir (...) Birçok durumda gözlemlediğim
şey, tüm yönleri açık biçimde bilinen bir psikolojik evreye, veya
paralel olaya, bir gezegen transitin eşlik etmekte olduğuydu (özellikle
de Satürn ve Uranüs’ün etkilendiği transitler). - C. G. Jung
• Astroloji’nin, psikolojiye sunabileceği çok şey olduğu ortadadır ama
bunların neler olabileceği belirsizdir. Kanımca, Astroloji’nin,
psikoloji dalını da kendi alanına dahil etmesi, özellikle de kişiliğin
ve bilinçaltının psikolojisine önem vermesi, yine kendi yararına
olacaktır. - C.G. Jung
• Astroloji fenomenini açıklamak gerçekten de çok zor. “Ya şudur ya da
budur,” gibi bir açıklama dahi getirebilecek durumda değilim. İşin içine
psikolojik açıklama girdiğinde, sadece bir tane “diğer alternatif”ten
söz edilebilir: ya şu ya da bu! Benim için, Astroloji de işte böyle bir
konumda. - C.G. Jung, Hans Bender’e yazdığı, 10 Nisan 1958 tarihli
mektubundan.
• Astroloji’nin hiçbir zaman olmadığı kadar büyüyüp geliştiği bir
gerçek. En iyi bilimsel çalışmalardan bile daha çok ilgi gören Astroloji
kitapları ve dergileri var. Horoskoplarını çıkartırıp yorumlatan
Avrupalı ve Amerikalıların sayısı, yüzbinlerle değil, belki de
milyonlarla ifade edilebilir. Astroloji hızlı biçimde gelişen bir
sanayidir (...) Eğer toplum nüfusunun bu kadar büyük bir bölümü, bilim
ruhunun karşıt ucunda durduğu düşünülen bir alana bu kadar ihtiyaç
duyuyorsa, bireylerin kollektif psişelerinde de aynı ölçüde büyük bir
psikolojik ihtiyaç var demektir. Zamanımızdaki “bilimsel” şüphecilik ve
eleştiriler, kollektif psişenin güçlü ve derinlere kök salmış batıl
dürtülerini yersiz biçimde telafi etme girişiminden başka şey değildir. -
C.G. Jung, analitik Psikoloji Üzerine İki Yazı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder